a. Genel olarak
2. Temerrüt faizi
a. Genel olarak
Madde 120 - Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.
Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.
I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:
2 - Geçmiş günler faizi
a) Umumiyet itibariyle
Madde 103 - Bir miktar paranın tediyesinden temerrüt eden borçlu mukavele ile daha az bir faiz tâyin edilmiş olsa bile geçmiş günler için senevi yüzde dokuz hesabiyle faiz tediyesine mecburdur.
Akitte doğrudan doğruya veya taksite raptedilmiş komisyon şeklinde yüzde dokuzdan ziyade bir faiz şart edilmiş ise bu faiz de temerrüt eden borçludan istenebilir.
…
Not 1: Maddenin son fıkrası 6763 sayılı ve 29.06.1956 kabul tarihli “Türk Ticaret Kanununun Mer’iyet ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun”un 41. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır1. Anılan hüküm şu şekilde kaleme alınmıştı:
“Tediye mahallinde iskonto yüzde beşten ziyade olduğu takdirde, tüccarlar arasında geçmiş günlerin faizi iskonto miktarına göre hesap edilebilir.”
Not 2: 3095 sayılı ve 04.12.1984 kabul tarihli “Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun”un 5. maddesinin 2. fıkrası şu şekilde kaleme alınmıştır2:
“Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda kanuni faiz temerrüt faizi oranlarını belirleyen hükümler uygulanmaz.”
Anılan Kanunun “Temerrüt faizi” kenar başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrası, “Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur” demek suretiyle Kanunun 1. maddesine yollama yapmıştır. Kanunun 1. maddesine göre ise “Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde dokuz oranı üzerinden yapılır.” Dolayısıyla anılan Kanunun bu düzenlemeleri çerçevesinde metinde faiz oranı yüzde dokuz olarak zikredilmiştir.
II-) Madde Gerekçesi:
Madde 119 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 103 üncü maddesini karşılamaktadır.
Tasarının üç fıkradan oluşan 119 uncu maddesinde, genel olarak temerrüt faizi düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 103 üncü maddesinin kenar başlığında kullanılan “2. Geçmiş günler faizi / a. Umumiyet itibariyle” şeklindeki ibareler, Tasarıda “2. Temerrüt faizi / a. Genel olarak” şeklinde değiştirilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun iki fıkradan oluşan 103 üncü maddesi, Tasarının 119 uncu maddesinde üç fıkra hâlinde, tamamen farklı bir hüküm olarak düzenlenmiştir.
Maddenin birinci fıkrası, 818 sayılı Borçlar Kanununun 103 üncü maddesinde yer verilmeyen, yeni bir hükümdür. Fıkrada, faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranının sözleşmede kararlaştırılmaması durumunda, bu oranın, Tasarısının 87 nci maddesinde olduğu gibi, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği öngörülmektedir. Faiz oranının, ekonomik koşullara göre, zaman içinde sıkça değiştirilebildiği göz önünde tutularak, temel bir kanun olan Türk Borçlar Kanununda, sabit bir oranın belirtilmesi uygun görülmemiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının, aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca belirlenen yıllık ortalama faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı kabul edilmiştir. Bu emredici hükümle, temerrüde düşmüş olsa bile, Anayasanın 2 nci maddesinde ifadesini bulan sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak, uygulamada örnekleri sıkça görülen olağanüstü faiz oranları karşısında, borçluların korunmaları amaçlanmıştır.
Maddenin son fıkrasına göre, taraflarca akdî faiz oranı kararlaştırıldığı hâlde sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamış ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı olarak akdî faiz oranı uygulanır. Böylece, temerrüde düşen borçlunun, sözleşmede temerrüt faizi oranına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle, akdî faizden daha düşük bir temerrüt faizi ödemek suretiyle, temerrüdünden yarar sağlamasının önlenmesi amaçlanmıştır.
III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:
1-) OR:
2. Verzugszinse
a. Im Allgemeinen
Art. 104
1 Ist der Schuldner mit der Zahlung einer Geldschuld in Verzug, so hat er Verzugszinse zu fünf vom Hundert für das Jahr zu bezahlen, selbst wenn die vertragsmässigen Zinse weniger betragen.
2 Sind durch Vertrag höhere Zinse als fünf vom Hundert, sei es direkt, sei es durch Verabredung einer periodischen Bankprovision, ausbedungen worden, so können sie auch während des Verzuges gefordert werden.
3 Unter Kaufleuten können für die Zeit, wo der übliche Bankdiskonto am Zahlungsorte fünf vom Hundert übersteigt, die Verzugszinse zu diesem höheren Zinsfusse berechnet werden.
2-) CO:
2. Intérêt moratoire
a. En général
Art. 104
1 Le débiteur qui est en demeure pour le paiement d’une somme d’argent doit l’intérêt moratoire à 5 % l’an, même si un taux inférieur avait été fixé pour l’intérêt conventionnel.
2 Si le contrat stipule, directement ou sous la forme d’une provision de banque périodique, un intérêt supérieur à 5 %, cet intérêt plus élevé peut également être exigé du débiteur en demeure.
3 Entre commerçants, tant que l’escompte dans le lieu du paiement est d’un taux supérieur à 5 %, l’intérêt moratoire peut être calculé au taux de l’escompte.
IV-) Yargı Kararları:
1-) YİBK, T: 11.12.1957, E: 17, K: 29 sayılı kararından:
Binaenaleyh; senette vâde olup da borç vâdenin veya ihbar vuku bulup da tesbit edilen günün hitamında ödenmediği ve alacaklı takip zaptında vâdenin veya ihbarda tâyin edilen günün hitamından itibaren faiz istediği takdirde mezkûr tarihlerden itibaren, takip zaptında vâde ve ihbar tarihlerinden bahsetmeyip de mutlak surette faiz talebedilirse, takip tarihinden itibaren faiz hesap edilmesi lâzımgeleceğine ve İcra ve İflâs Dairesinin son içtihadının doğru olduğuna ittifakla 11/12/1957 tarihinde karar verildi. (RG. 20.02.1958; S: 9839).
2-) YİBK, T: 24.05.1972, E: 1972/5, K: 1972/9 sayılı kararından:
153 sayılı Yasa ile 7129 sayılı Bankalar Yasasının 60. maddesine eklenen hükümler gereğince tedrici tasfiye haline girmiş bulunan bankanın borcunun temerrüt faizine tabi olacağına 24/5/1972 tarihinde yapılan birinci görüşmede oyçokluğuyla karar verildi. (RG. 27.06.1972; S: 14228).
Not: Kararı değerlendirirken 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun yürürlükten kalkmış olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
3-) YİBK, T: 20.10.1989, E: 1988/4, K: 1989/3 sayılı kararından:
Kamulaştırma parasının arttırılması hakkında açılacak davalarda, mahkemece arttırılan bölüm için mülkiyetin idareye geçtiği günden itibaren faiz istenebileceğine 20.10.1989 gününde … karar verildi. (RG. 24.12.1989; S: 20382).
4-) YİBK, T: 24.11.1995, E: 1994/2, K: 1995/2 sayılı kararından:
Kira tesbitine ilişkin mahkeme kararı ile belirgin hale gelen kira farkı alacağına, ayrıca ihtara gerek kalmaksızın, kira tesbiti kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine, 24.11.1995 gününde ve üçüncü toplantıda oyçokluğuyla karar verildi. (RG. 02.01.1996; S: 22511).
5-) Y. 23. HD, T: 09.06.2020, E: 2016/8399, K: 2020/1980 sayılı kararından:
Davacı vekili, davalı aleyhinde ödenmeyen aidat borçlarının tahsili amacı ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının itirazı sonucu takibin durdurulduğunu ileri sürerek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin takip konusu borcunu ödediğini, gecikme cezalarının silineceği şartı ile ödeme yapmadığını, genel kurulda karar alındığını, kooperatifin kayıtlarının çelişkili olduğunu gecikme cezası ile ilgili hesaplamanın yerinde olmadığını savunarak açılan davanın reddi ile davalı aleyhinde %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; takip konusu alacağın 2010 Ocak- Haziran ayı toplam 6 aylık aidat borcuna ilişkin olduğu, bu aylara ilişkin davalının 4.465,10 TL asıl ve 1.475,57 TL işlemiş gecikme cezası olmak üzere toplam 5.940,67 TL borcunun olduğu, takip talebinin toplam 5.150,00TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. …
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddede düzenlenen temerrüt faizidir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’un 2/1. maddesi gereğince bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki belirtilen 6098 Sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır.
Bu durumda, mahkemece karar tarihinde yürürlükte olan anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek gecikme faiz oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
6-) Y. 11. HD, T: 07.02.2023, E: 2021/9135, K: 2023/655 sayılı kararından:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı İştur Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş. arasında 04.06.2010 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzalandığını ve diğer davalıların da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince asıl borçlu lehine 14.03.2008 tarihli ve 412.800,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, teminat mektubunun halen meri olduğunu, davalı borçlunun sair kredilerden kaynaklanan borçlarını ve teminat mektubu komisyon ücretlerini ödememesi üzerine kredi hesabının kat edildiğini ve davalılara gönderilen ihbarnameyle, komisyon ücretlerinin ödenmesinin ve teminat mektubu bedelinin depo edilmesinin istenildiğini, davalıların bu ihtara rağmen ödeme yapmadıklarını ileri sürerek dava tarihi itibariyle ödenmeyen devre komisyonlarından ve masraflardan oluşan 3.284,47 TL muaccel alacağın asıl alacağa dava tarihinden itibaren işletilecek 76,50 temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline, teminat mektuplarının tazmin edilmesine kadar geçecek süre içerisinde sözleşme hükümleri çerçevesinde her üç ayda bir tahakkuk edecek olan devre komisyonlarının tespit edilerek davalılardan tahsiline ve teminat mektubu bedeli olan 412.800,00 TL’nin banka nezdinde açılacak bir hesaba depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar İştur Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş., ... ve ... vekilleri cevap dilekçesinde; teminat mektubunun banka ile kredi borçlusu şirket arasında 2007 yılında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden verildiğini, bu sözleşmelere kefalet vermediklerinden sorumluluklarının bulunmadığını ve davacı banka tarafından talep edilen temerrüt faizinin fahiş ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Hatko Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını ve talep edilen temerrüt faizinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. …
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.11.2017 tarih, 2015/948 E. ve 2017/790 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
…
Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18.06.2020 tarih, 2019/227 E. ve 2020/566 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, bir kısım davalıların istinaf başvurunun ise kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1- ) Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2- ) Dairemizin 26.04.2021 tarih, 2020/6137 E. ve 2021/4046 K., sayılı kararı ile … Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile teminat mektubu bedelinin depo edilmesine yönelik olarak asıl borçlu şirkete yöneltilen talebin uygun olduğu … davacı bankaya müzekkere yazılarak, temerrüt tarihi itibariyle ticari kredilere uygulanan en yüksek faiz oranının ve sözleşmede kararlaştırılan akdi faizin bildirilmesinin istenildiği, davacının verilen kesin süreye rağmen herhangi bir faiz oranı bildirmediği, bu nedenle temerrüt tarihinde geçerli olan avans faizi oranı üzerinden hesaplama yapıldığı, … gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, istinafa başvuran davalıların istinaf başvurusunun ise kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın asıl borçlu İştur... A.Ş. ve Aksiyon...A.Ş bakımından kısmen kabulüyle … toplam 2.998,44 TL’nin adı geçen davalılardan asıl alacağa dava tarihinden işletilecek olan avans faizi ile birlikte tahsiline, teminat mektubu bedelinin adı geçen davalılar tarafından banka nezdinde açılacak bir hesaba depo edilmesine, … karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
… B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; … talep edilen temerrüt faizinin sözleşmeyle kararlaştırıldığını ve taraflar açısından bağlayıcı olduğunu, mahkemenin sözleşme hükmüne rağmen avans faizi uygulamasının yasal bir dayanağı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
… 3. Değerlendirme
… Bölge Adliye Mahkemesince, yazılı gerekçeyle Merkez Bankasınca mevzuat hükümlerine göre belirlenen temerrüt faiz oranları üzerinden karar verilmiş ise de 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1 maddesi uyarınca temerrüt faizi sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ticari işlerde temerrüt faiz oranı avans faiz oranına göre belirlenir. Oysa somut olayda, temerrüt faizi taraflar arasında akdedilen GKS’nin 45. maddesiyle kararlaştırılmış olup, anılan hükümle, temerrüt faizinin, bankanın mevzuat gereği tespit ettiği ve Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihindeki en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesiyle belirleneceği düzenleme altına alınmıştır.
3. 6102 Sayılı Kanun’un 8. maddesine göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebilir. Taraflar arasında akdedilen GKS ticari iş niteliğinde olduğuna göre sözleşmenin temerrüt faizine ilişkin hükmü taraflar bakımından bağlayıcıdır ve uygulanması gereken temerrüt faizinin bu hüküm gözetilerek belirlenmesi gerekir.
4. Bu hale göre, Bölge Adliye Mahkemesince, banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davacı bankanın temerrüt tarihinde aynı tür ticari kredilere fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranı belirlenip, bu oran bankanın Merkez Bankası’na bildirdiği faiz oranından düşük ise bu orana aksi halde Merkez Bankası’na bildirilen akdi faiz oranı esas alınarak bu orana %50 fazlası ilave edilmek suretiyle borçlunun sorumlu olduğu temerrüt faizi miktarı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
V-) Yararlanılabilecek Monografiler:
Akar Öçal; Türk Hususi Hukukunda Gecikme Faizi, İstanbul, 1965.
Nami Barlas; Para Borçlarının İfasında Borçlunun Temerrüdü ve Bu Temerrüt Açısından Düzenlenen Genel Sonuçlar, İstanbul, 1992.
Mehmet Helvacı; Para Borçlarında Faiz Kavramı, İstanbul, 2000.
Murat Aydoğdu, Serkan Ayan; Türk Borçlar ve Türk Ticaret Hukuku’nda Yer Alan Faiz İle İlgili Düzenlemelerin Değerlendirilmesi, Ankara, 2014.
Alper Çağlar Koyuncu; Ticari İşlerde Faiz, Ankara, 2017.
Öykü Doğan; Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Para Borçlarında Borçlunun Temerrüdünün Sonuçları, İstanbul, 2019.
Zeynep Şeyma Ceylan; Para Borçlarının İfasında Faiz, İstanbul, 2020.
1 RG. 09.07.1956; S: 9353.
2 RG. 19.12.1984; S: 18610.